Otostopçu (Pasif gay anılarım -3)

Otostopçu (Pasif gay anılarım -3)Üniversiteyi bitirdikten sonra yaşadığım şehirde iş olanakları az olduğundan babamın yakın bir arkadaşının güney illerimizden birindeki orta ölçekli fabrikasında işe başladım. Her sabah fabrikaya ilçe merkezinden geçerek gidiyordum.10 yaşında japon menşeili bir arabam vardı. Evden çıkıp ana yola döndüğümde dershaneye ya da okula gidenler otostop çekiyordu. İlk haftalarda kimseyi almadım, zaten çoğu lise öğrencisiydi. Ancak bir seferinde uzun boylu yaşının en az 20 olduğunu tahmin ettiğim genç bir adamın otostop çektiğini gördüm. Üzerinde siyah deri bir ceket altında kot pantalon vardı. Elinde dershanenin test kitapları olduğunu tahmin ettiğim kitaplar taşıyordu. Kısa süreli bir tereddütten sonra sinyal verip az ilerisinde durdum. Yanıma oturdu, "teşekkür ederim, merkeze değil mi abi?" dedi.Abi demesi hoşuma gitmemişti, ama bozuntuya vermedim doğal olarak. "Önemli değil, nasıl olsa yolumun üstü dedim."Bana üniversiteye hazırlandığını, üçüncü kez sınava gireceğini anlattı. Haftasonu dahil her gün aynı saatte dershaneye gidiyor. Akşam da dolmuşla dönüyordu. " Sen hep aynı saatte mi buradan geçiyorsun" dedi. O sormadan" sabahları seni bırakırım sorun değil boşuna dolmuş parası verme" dedim. Artık her sabah birlikte 15 dakika yolculuk yapıyor havadan sudan konuşuyorduk, yakışıklı sayılmazdı ama kalın dudakları hoşuma gidiyordu. Bazı akşamlar onu düşünerek kendimi parmaklayıp boşaldığım oluyordu. Bir yandan araba sürerken yan gözle pantolonunun önüne bakıyor penisini hayal ediyordum. Ama bir hareket yapmak için cesaretim de yoktu. Çok da iyi tanımıyordum onu.Samimiyetimiz ilerledikçe hiç kız arkadaşının olmadığını kadın eli bile tutmadığını öğrendim. Bunu bilmek beni cesaretlendirdi ancak yine de ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Daha sonra aklıma muzur bir fikir geldi. Haftasonu ben işe gitmiyordum ama onu bırakabilirdim. İşe gitmeyeceğim için de istediğim kıyafeti giyebilirdim. Cuma akşamından bacaklarımdaki tüyleri aldım. Evde bulabildiğim en kısa şortu giydim. Ve 7:30'da ona mesaj attım. Bu sabah merkezde işim olduğunu onu bırakabileceğimi söyledim. Dışarıda fazla vakit kaybetmeden hemen arabaya bindim, mahallelinin bacaklarımı görüp yorum yapması en son istediğim şeydi. Arabaya oturunca koltuğu pedallara erişebileceğim en arka noktaya çekip şortumu olabildiğince yukarı sıyırdım. Beyaz bacaklarım ortaya çıkmıştı.Sıra onun tepkisini ölçmekteydi. Aynı yerde bindi yanıma oturdu. Biner binmez bacaklarımı farkettiğini anladım. Olabildiğince yavaş gidiyordum. Onun gözleri benim bacaklarımda benim gözüm onun pantolonundaydı. Diğer günlerin aksine hiç konuşmuyorduk. Beş dakika sonra penisi kotun altından belli olmaya başladı. Sol bacağının yanında bir kabarmıştı. Büyük olduğunu anlamıştım. Torpidoya uzandım kolum taş gibi penisine dokundu. Artık hareketimi yapmam gerekiyordu. Bu adamın bekaretini ben bozmalı ilk kadını olmalıydım. Arabayı sağa bir cebe çektim. Elimi penisine attım." Taş gibi olmuşsun" dedim. Bir yandan yüzüne bakıyor bir yandan penisini kotun üzerinden yukarıdan aşağı sıvazlıyordum. "Böyle derse gidemezsin rahatlaman lazım" dedim. Şaşırmış bir halde yüzüme baktı, yüzü kıpkırmızıydı. Başka bir şey söylemeden u dönüşü yapıp eve doğru sürmeye başladım. Sol elini alıp bacağımın üzerine koydum. "Okşa dedim, senin için hazırlandım." O dizden itibaren bacağımı okşarken eve varmıştık bile. Arabadan inip eve kendimizi zor attık. Girer girmez ayakkabıları bile çıkarmadan onun sırtını kapıya dayadım. Pantalonunu dizine kadar indirdim. Boxerını çıkarmadan boxer üzerinden penisini ısırmaya öpmeye başladım. Ona bakmıyordum aklım pensindeydi. Boxerı zevk suyuyla ıslanmıştı. Artık erkekliği ağzımda hissetmenin vakti gelmişti. Boxerı çıkarttım ve penisi iki elimle kavradım. Kafası âğzıma kalmıştı. Dilimin ucuyla deliğini iki üç kere yaladım. (Çok severim öyle yapmayı). Sonra ellerimi cekmeden sadece kafasını yalamaya öpmeye başladım. Maalesef uzun süre dayanamadan yüzüme boşalıverdi. Döl kokusunu o kadar özlemiştim ki.